Adalet Bakanı Bozdağ: İftira atan cezasını çeksin
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde düzenlenen Kişisel Verilerin Korunması Günü Programına katıldı.
Bakan Bozdağ, “Türkiye, son 20 yılda her alanda büyük değişimler yaşarken, insan hak ve özgürlüklerinin korunması, güçlendirilmesi ve geliştirilmesi ile hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi açısından çok değerli reformlar ve gelişmeler kaydetti. Unutmuş olabiliriz, unutmuş olabiliriz, ne oldu, idareye başvurmanın bir yolu var, oradan da bir sonuç alamazsanız yargıya başvurmanın bir yolu var, tabiri caizse vatandaşlarımız. , hak aramanın iki yolu var.2002’den önce bunu söylüyorum.Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda adalet arama yollarının arttığını görüyoruz.Bambaşka bir noktaya geldik.Türkiye’de hem haklı hem de haklı. kişisel verilerin korunmasına yönelik olarak, anayasal ve kişisel bilgilerin korunmasına yönelik bir kurum kurarak kişisel verilere ilişkin yeni bir hak arama yolu oluşturmuş bulunmaktayız.Her bir vatandaşımızın temel hak ve özgürlükleri anayasamızda yer alıyorsa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki örtüşen özgürlüklerden herhangi biri kamu gücü tarafından ihlal ediliyorsa, bu sefer ne yaptık? Bireysel başvuru hakkını getirdik. Bugün her vatandaş, temel hak ve özgürlüklerinin kamu gücü tarafından haksız yere ihlal edildiği iddiası varsa, Türkiye Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilmektedir.
‘BİLGİ ALMA HAKKI KULLANIMINA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMEYİ ÇIKARDIK’
AYM’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin nitelikleriyle donatıldığını ifade eden Bozdağ, “Daha önce sadece dilekçe ile bilgi edinme hakkı varken Türkiye’de bilgi edinme hakkı diye bir hak yoktu. Bilgi edinme hakkının kullanımına ilişkin yasal düzenlemeyi yaptık.Vatandaşlarımız artık kendileriyle beraber.Kamuyu ilgilendiren rastgele bir konuda bilgi almak istediğinde devletin herhangi bir kurumuna başvurma imkanı var.Başvurular kurumların bu başvurulara derhal ve belli bir süre içinde cevap verme yükümlülüğü vardır.Diğer taraftan idarenin işleyişine ilişkin şikâyetleri incelemek üzere ombudsmanı kurmuş bulunmaktayız.Ombudsmanlık, idarenin işleyişine ilişkin şikâyetleri inceler ve ombudsmanlık, Meclisimiz adına denetleyen, istişari kararları ile hem idarenin işleyişindeki birçok sorunu tespit etmektedir. tespit eder ve tespit edilen bu sorunların giderilmesi için önerilerde bulunur. İdari makamlar bu tavsiyelerin gerekliliklerini yerine getirir. Başta kadınlar, çocuklar, engelliler, şehit yakınları ve gaziler olmak üzere bu konuyu, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu özgün bir noktaya getirdik.”
‘ALDIĞIMIZ ÖNLEMLERLE HUKUK DEVLETİNİ GÜÇLENDİRDİK’
Hak arama yollarına değinen Bozdağ, “Son 20 yılda yeni hak arama yollarıyla bir yandan hukukun üstünlüğünü pekiştirdik. Madde eskiden denetlemek için kullanılırken, artık bu düzenlemelerde hakları ihlal edilen, bilgi edinmek isteyen veya idarenin işleyişinden şikayetçi olan her yurttaş, devleti ve meclisi hak arama araçlarını kullanarak denetleyebilmektedir. Doğrudan dilekçeler. Onun hakkı var” dedi.
Kişisel verilerin saklanmasının önemine vurgu yapan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Hepimiz biliriz ve bilmeyiz ki onların mahremiyetini, kişisel verilerini ve özel hayatlarını saklı tutarlar. Tüm bunların aile içinde hem toplumsal huzuru bozmak hem de daha birçok soruna yol açmak açısından birçok başka soruna yol açtığı tartışmasızdır. aile içinde. bilir?’ “Dün cevap yoktu, ama bugün var. Rastgele bir kuruma başvurduğunuzda o kurum size kendiniz hakkında bilgi vermek zorundadır. “Ne amaçla topladınız?” Sorduğunuzda amacını açıklamak zorunda kalıyor. Sorduğunda, kullanıp kullanmadığını size bildirmek zorunda.”
‘SOSYAL MEDYA’DA TROLLER SATIŞI’
Sosyal medyada çeşitli paylaşımların yapıldığını belirten Bozdağ, “Sosyal medya ve elektronik medyanın bulunduğu yerler adeta fitne, fitne, iftira, böbürlenme, çarpıtma ve manipülasyon için adeta bir av sahası haline geldi. Bu yüzden her vatandaş bu yüzden. bizimkiler buraları izliyor takip ediyor bu gerçek çok uzaklarda kalmamalı oralardaki bilgilere tasdik etmeden güvenmek kim ne derse desin güvenenleri perişan edebilir. Temize pise kirliye de saf demek zorunda kalabilir.Haki o kadar çok olay var ki.Ama belgelere bakınca bir şey olmuyor.’Temiz’ deyince ‘temiz’ diyen ‘vay canına’ diyor. ‘ ve devam ediyor. Dürüst olmayana ‘dürüst’, namussuza ‘namussuz’ demek adeta alenen linç sebebi oldu. Sosyal medyayı kullanırken elde edilen her bilgiyi elektronik ortamda bilgi alırken teyit etmek ve O son derece bu tür alanlardan topluma yayılacak kokuların, iftiraların, fitne ve fitnelerin, böbürlenmelerin, çarpıtmaların giderilmesi açısından önem arz etmektedir. Sosyal medyada terör örgütleri, istihbarat örgütleri ve para peşinde koşan troller dolaşıyor” dedi.
‘PARAYI VERDİĞİNDE İSTEDİĞİNİZ İFTİRAYI BAĞIRLARLAR’
Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kim haklı biliyor musunuz? Hayır birileri yazıyor. Bakıp kontrol ettiriyoruz. Çoğu terör örgütlerinin hesapları. Bilerek veya bilmeyerek başka ülkelerin açtığı hesaplardan Türk vatandaşlarını alıp yayıyorlar. bir yandan da parayla çalışan troller gruplar var.Parayı verince iftira atmak istiyorsunuz.Allah korkusu yok.Kuldan utanmıyorlar.Hukuk korkuları yok.Zorunlu. Türkiye’nin huzuru, hakkı ve hukukunun korunması için onlarla birlikte mücadele ettiğimizi buradan duyuruyorum.Çünkü bu konuda koyduğumuz cezai tedbirler yeterli olmadı.Ona verilecek cezaları artıracağız.İftiracılar gerekeni yapmalıdır. cezasını göze alsın iftirasını yapsın.Bu kanalları tehdit ve şantajla para elde etmek için kullananlar insanların onur ve haysiyetini yok etmek ise bundan böyle suçlu olurlar.Bir değil bin kere düşünmesi gerekecek kez, çünkü bunlarla, sahip olacağız Biz başaramazsak, başaramazsak aziz vatandaşlarımız bunu yapamaz. Devlet olarak bu konuda gerekli adımları atacağız.”
‘DOLANDIRMA İŞLEMLERİNDE CİDDİ ARTIŞLAR VAR’
Siberle ilgili birimlerin kurulduğunu ifade eden Bozdağ, “Önümüzdeki dönemde bunları daha da geliştireceğiz. Siber güvenliği yabancı ülkelere emanet etmek, siber güvenliği kendi askerlerine değil yabancı askerlere emanet etmek kadar tehlikeli. o ülke için büyük tehdit kabul edilemez bir durum bu nedenle devlet elbette bu güvenlik konusunda gereğini yapacaktır yapmaya devam etmektedir ancak vatandaşlarımızın da kişisel bilgilerinin güvenliği konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir. Son dönemlerde özellikle sosyal medya ve dijital kanallar kullanılarak dolandırıcılık suçlarının işlenmesinde önemli bir artış yaşanıyor.Belgelere baktığınız zaman “Gün geçtikçe artıyor. Tabii burada devlet önlem alacak. Ama biz vatandaşlar olarak en büyük tedbiri kendimiz alacağız” dedi.
‘ÜLKEMİZDE TÜM DİNLER HUZUR İÇİNDE YAŞAR’
İsveç’te Kuran-ı Kerim yakılmasına tepki gösteren Bozdağ, “Biliyorsunuz son günlerde Avrupa’da olaylar oluyor. İsveç’te bir cahil Kuran’ımızı yaktı. Onun cahillerinden biri de Kuran’ımızı yaktı. Orada Kur’an-ı Kerim var Sonra İsveç’te bu aşağılığı yırtıp atmaya kalktı bu sefer Danimarka’da Şimdi Türkiye olarak halkının yüzde 99’u Müslüman bir ülke olarak tüm dinlere, tüm inançlara inanıyoruz. Etnik kökenler, tüm farklılıklar.Türkiye’de başka bir dinin kutsal kitabına saygısızlığa şahit oldunuz mu?Bütün dinler, mezhepler,inançlar ve etnik farklılıklar ülkemizde barış ve uyum içinde yaşıyor.İstihbarat örgütleri içini kaşımak istese de. işbirlikçileri ile Türk milletinin basiretliliğini sonsuza dek görüyorlar.Bakın İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakma olayı Türk Büyükelçiliği yanında gerçekleşti.İsveç hükümeti buna izin veriyor.Polis bu yakıcı eylemi yapan piçi savunuyor ki, O zarar görmeyecek” h dedi.
‘ONLARLA MÜCADELE ETMELİYİZ’
Bakan Bozdağ, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
Şimdi soruya baktığımızda, ‘Bu onların kanunlarında suç değil mi? 2 yıla kadar ağır ve ağır suçlar 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Şimdi İsveç başsavcısı “Ben soruşturma gerektirecek bir şey görmedim” diyor ve belgeyi kapatıyor. Buradan , Türkiye’nin Adalet Bakanı olarak İsveç’in Adalet Bakanı ve hükümetinin kanunları uygulamak gibi bir misyonu var.Buradaki savcılara soruyorum.Yasalarınızı Türkiye olarak biz mi yazdık?Biz mi meclisimize kabul ettik? bunları sen yaz, meclisinde kabul edildi mi, sen yazdın, mecliste kabul edildiler, yok saymak, izin vermek, faili korumak İsveç’in kendi maddelerini bile ihlal etmesi demektir, bunlar İslam karşıtıdır, Müslüman karşıtıdır. onlarla çalışmak.”